İşte Hz. Nuh'un (as) bir mucizesi olan gemisi, Hz. Yusuf'un (as) bir mucizesi olan saati, en evvel insanlara hediye eden, mucize elidir. Bu hakikate latîf bir işarettir ki, sanatkârların ekseri, her bir sanatta birer peygamberi pîr ediniyor. Mesela, gemiciler Hz. Nuh'u (as), saatçiler Hz. Yusuf'u (as) terziler Hz. İdris'i (as). (...) 'Kuşlar da onun (Davud) etrafında toplanırdı' (Sâd Sûresi, 19) ve 'Bize (Davud ve Süleyman) kuşların dili öğretildi.' (Neml Sûresi, 16) âyetleriyle, Hz. Davud ve Süleyman Aleyhimesselâm'a kuş türlerinin dilleri hem ne işe yaradıkları Cenab-ı Hak tarafından öğretildiği ifade ediliyor. Evet mâdem hakikattir, mâdem yeryüzü, insanın şerefine kurulmuş İlâhî bir sofradır. Öyle ise o sofradan istifade eden diğer hayvanların ve kuşların çoğu insana hizmetkâr olabilir. Meselâ çekirge âfetinin istilasına karşı, çekirgeyi yemeden mahveden sığırcık kuşlarının dili bilinse ve hareketleri tanzim edilse, ne kadar faydalı bir hizmette, ücretsiz olarak kullanılabilir. İşte kuşlardan şu çeşit istifadenin en son hududunu şu âyetler çiziyor, en uzak hedefini tayin ediyor, en haşmetli suretine parmakla işaret ediyor ve bir nevi teşvik ediyor. (...) Madem hakikat böyledir. Mânâsız bir eğlence hükmünde olan güvercinlerle oynamak, mektup postacılığı yapmak, papağanları konuşturmaya bedel, en hoş, en yüksek, en ulvî ve masum bir eğlenceye çalış ki, dağlar sana Davud Aleyhisselam gibi birer muazzam fonoğraf olabilsin, havâ-i nesîminin dokunmasıyla ağaçlardan ve nebâtattan birer musîkî teli gibi zikir nağmeleri kulağına gelsin. " (22. Söz, II. Makam) Çok zaman evvel, bu bahiste geçen çekirge âfeti ve sığırcık kuşu mevzuunda, Konya Eğitim Enstitüsü'nde neşredilen bir dergide "Sığırcıkçı Hoca" diye bir yazı çıktığını, bu yazıda sığırcık kuşlarının çekirge âfetini önlediğinin yazıldığını öğrenmiştim; ama bir türlü bu dergiyi bulamamıştım. Tabii çıkış tarihi vesâire bilgiler de eksikti. Ama yazın Asya Finans'ın Kızılcahamam'daki tesislerine uğradığımızda bir ara oraya yakın olan Çamlıdere'de medfun Şeyh Ali Semerkandî (ks) Hazretleri'nin kabrine ziyarete gittik. Kitabesinde bu zatın Hz. Ömer'in dördüncü batından torunu olduğu, maddî ve manevî ilimlerde derin bir tahsilden sonra Hicaz'a gittiği, Medine'de Efendimiz'den (sas) aldığı bir işaretle buralara geldiği ve çekirge istilasına karşı sığırcık kuşlarını sevk edip bu âfeti Allah'ın izniyle önlediği yazılı idi. Bunun üzerine Hüseyin Aşık'ın yazdığı "Şeyh Ali Semerkandî (ks) Hayatı ve Menkıbeleri" isimli kitabı temin ettik. Kitapta özetle şöyle deniliyor: Ali Semerkandi'nin yaşadığı dönemde Bursa'da çekirge salgını olmuştu. Hatta padişahın has bahçesine de haşarat musallat olmuştu. Çekirgeler bahçedeki olup biteni yiyordu. Kıtlık başlamıştı. Bunun üzerine çareler düşünüldü. Şeyh Ali Semerkandî'nin Bahr'ul-Ulum adındaki eseri, âlimler tarafından biliniyordu. Kendisi Bursa'ya davet edildi. O okuyup getirdiği özel bir suyu bir kabın içine aktarıp bir ağaç dalına taktı ve dua etti. Bu sırada bulut görüntüsünde sığırcık kuşları tabur tabur pike yapmaya başladılar. Hızla akın eden sığırcık kuşlarının karşısında çekirge ve diğer haşereler hareketsiz kalıyorlardı. Sığırcık kuşlarının sesleri onları imha ediyordu. Kimyevî ilaçlarla bitkileri ilaçlamanın yan tesirlerinin zararlarından kurtulmak için benzeri fıtrî çarelere başvurmak elbette çok daha uygun olur. |